Kitap İnceleme: Akim Koşuyor

“Akim’in köyüne savaş henüz uğramamıştı. Nehrin kıyısında huzur içinde arkadaşlarıyla oynarken akşama doğru gökyüzünden yeryüzüne yankılanan ve gittikçe yükselen silah sesleriyle herkes etrafta koşmaya başladı. Akim’in minik kalbi bir an önce evine varmak istedi, ta ki evinin yerinde koca bir boşluk görene kadar. Ailesine ulaşamayan Akim’in savaş yolculuğu askerlere esir düşmesiyle başladı. Esaretten kaçarak kurtulan Akim, tanımadığı yaşlı bir kadının ona sahip çıkması ve yolda karşılaştıkları insani yardım kuruluşunun onu kampa götürmesiyle devam etti. Etrafında birçok insan olmasına rağmen Akim hala çok yalnızdı… Bir gün kamp yöneticisi Akim’i yanına çağırdı. Annesini bulmuşlar…”

 

Akim Koşuyor; çocuklar için duyarlılık, yetişkinler için farkındalık yaratacak bir çocuk kitabı. Çocuk kitabı olmasına rağmen yetişkinlerin de okurken birçok gerçeği hatırlamasına yardımcı oluyor. Gelişim noktasından bakıldığında çocuk kitaplarının bir kısmı görselleri ve konuları gereği ebeveyn-yetişkin eşliğinde çocuğa okutulduğunda çocukların sağlıklı bir duyarlılığa sahip olmasını sağlıyor. Tercih edilen kitap çocuğun yaşına uygun olsa da içeriğinde anlatılanlar çocuğun zihninde birtakım sorular oluşturabileceğinden bu soruları, yetişkinin çocuğun yaşına uygun şekilde cevaplaması bu noktada kıymetlidir.

 

“Akim de koşuyor. Bir an önce eve varmak istiyor. Ama evi yıkılmış, kimseyi bulamıyor. Akim feryat ediyor…” 

Göç olgusu dünya var olduğundan bu yana toplumları derinden sarsan ve etkisi yıllarca süren bir konudur. Kitabın başlangıcında Akim’in arkadaşları olsa da savaş başladığında ve kaçış sürecinde Akim’in fazlasıyla yalnız olduğu görülüyor. Arkadaştan yoksunluk konusu, sevgi ve sıcaklığın eksikliği ile işleniyor. Göçün getirdiği travmatik sonuçlardan biri de aile bireylerinin ölüm, kayıp ya da şartlar nedeniyle birbirinden ayrılmasıdır. Burada aile bireyi olarak anneden ayrılan bağ çocuğun yaşadığı yalnızlığa vurgu yaparak anlatılıyor. Yalnızlık ve göç sürecinde eksik kalan güven duygusu. Psikolojide ihtiyaçlar konusunda büyük öneme sahip olan Maslow, oluşturduğu piramitte ihtiyaçları; fizyolojik ihtiyaçlar, güvenlik ihtiyacı, sevgi ve ait olma ihtiyacı, değer ve saygı ihtiyacı, kendini gerçekleştirme şeklinde sıralıyor. Maslow’un piramidine göre kahramanımız Akim’in fizyolojik ihtiyacı bu süreçte yardımsever insanlar tarafından karşılanıyor. Akim için piramitte asıl eksik olan basamak güvenlik ihtiyacı basamağı olarak karşımıza çıkıyor. Buna ek olarak üçüncü basamak olan ait olma ve sevgi ihtiyacı da aile bireylerinin yokluğundan dolayı büyük bir eksiklik gösteriyor.

“İhtiyar bir kadın Akim’e elini uzatıyor. Kadının kollarında bir bebek var. Yürüyorlar, ta ki yorgunluktan tükeninceye kadar…” 

Barış içinde yaşayan bir toplum; huzuru, birlikteliği, özgürlüğü ve sakinliği anlatır. Kitabın girişinin savaşın olmadığı bir an ile başlaması barışa karşı duyarlılığı da gözler önüne seriyor. Bunların yanında kitapta içimizi ısıtan en güzel nokta Akim’in göç sürecinde iyi ve yardımsever insanlarla karşılaşması olarak karşımıza çıkıyor. Barış içinde yaşayan toplumlar için de değerli olan iyilik ve yardımseverlik anlayışı göç ve mültecilik sürecinde daha da derin anlamlar taşımaya başlıyor. Bu travmatik süreçte bir insanı, özellikle korunmaya ve şefkate ihtiyacı olan çocukları bu denli sahiplenmek kızgın çölün ortasında içimizi ferahlatan su misali yüreklerimize ferahlık serpiyor.

“Yolda bir insani yardım kuruluşunun kamyonuyla karşılaşıyorlar. Kamyon onları alıp bir mülteci kampına götürüyor. Akim kampta güvende. Ama sürekli ailesini ve şahit olduğu onca şeyi düşünmeden edemiyor…”

Kitapta göze çarpan başka bir ayrıntı ise sanat konusuna değinilmesidir. Akim’in kampta kaldığı gece Binbir Gece Masalları’nı dinlemesi çocuklar için sanat farkındalığı konusunda ufuk açıcı olabiliyor.  

 

Son olarak çocuğa yönelik duyarlık kazandırmanın kimi zaman ele alınan duyarlığın zıddı ile sağlanmaya çalışıldığı görülüyor. Kitapta barışa karşı duyarlık, savaşın anlatımıyla sağlanmaya çalışılıyor. Duyarlık eğitimini örtük ifadelerle gerçekleştirme gayreti, çocuğun duyarlık geliştirmesine katkı sağlamasının yanı sıra etkin okur kimliği kazanmasını da desteklemesi adına önemlidir. (Melanlıoğlu, 2020)

Başka Akim’lerin bir daha bu kadar hızlı koşmaması dileğiyle… 

Dilara PALA
Psikolojik Danışman
Sakarya Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik lisans mezunu olan Dilara Pala Mülteciler Derneği Çocuk ve Gençlik Merkezinde Psikolojik Danışman olarak çalışmalarına devam etmektedir.