Ergenlik Döneminde Kimlik Oluşumu
Kimlik, farklı alanlarda farklı şekillerde tanımlanan bir kavramdır ve birey yaşamı boyunca bu kavram üzerine çalışır. Kimlik oluşumunda gelişim dönemlerindeki çatışmaların nasıl çözüldüğü, toplum, sosyal çevre ve kültür etkilidir.
Kimlik oluşumu kavramını tanımlayan birçok kuram vardır; Erikson, kimlik oluşumu konusunda ergenin aşk, iş ve dünya görüşü olmak üzere üç temel alanda denemelerde bulunduğunu ve bu denemelerin kimlik oluşumu sürecini etkilediğini ifade etmiştir. Arnett, Erikson gibi kimlik keşfi konusuna eğilmiş; ancak Erikson’dan farklı olarak kimlik keşfi sürecinin ergenliğin sonunda bitmediğini, ergenin iş, aşk ve dünya görüşü olmak üzere üç temel alanda denemelerde bulunduğunu ve bu denemelerin “beliren yetişkinlik” döneminde yoğunluk kazandığını ifade etmiştir. Marcia için kimlik oluşumu belli bir statü ile sonlanmakta ve statüler arasında da geçişler olabilmektedir. Marcia dağınık kimlik, ipotekli kimlik, başarılı kimlik ve morotoryum olmak üzere dört kimlik statüsü öne sürmüştür (Atak, 2011).
Ergenlik dönemi bireyin bedensel, bilişsel ve psikososyal gibi alanlarda birçok değişim yaşadığı bir dönemdir. Erikson’un Psikososyal Gelişim Kuramına göre, ergenlik döneminde birey ‘Ben kimim’ sorusuna cevap bulmaya çalışır. Çocuk bilişsel ve bedensel gelişiminin farkına varmakta, bedenini tanımaya başlamakta ve buna uygun olarak bir kimlik belirlemeye yönelmektedir. Kişi kendisine sorduğu bu soruların cevaplarını “özdeşleşme” ve “taklit” mekanizmaları ile olacağı kişiye bürünerek cevaplamaya çalışmaktadır. Beğendiği ya da örnek aldığı birisine özenmekte ve onun gibi davranmaya başlamaktadır. Bu dönemi başarı ile atlatan kimseler kimlik duygusu edinirken, başarıyla atlatamayan kimseler kimlik karmaşasına düşerler (Gürses & Kılvauz, 2011).
Kimlik kavramı birçok parçadan oluşan kendini betimleme biçimidir. Mesleki kimlik, siyasi kimlik, dini kimlik, ilişki kimliği, cinsel kimlik, kişilik, ilgiler, kültürel kimlik, fiziksel kimlik bu parçaların bazılarıdır.
Erikson’a göre kimlik duygusu, bedeninde kendini evinde hissetme, nereye doğru gidiyor olduğunu bilme ve kendisi için önemli olan insanların onu kabul ettiği duygusudur. Bu tanım göz önüne alındığında göç yaşayan bireylerin yaşadığı belirsizlik ve aidiyet hissinin oluşmamış olması kimlik karmaşası yaşamasını kaçınılmaz kılmaktadır. Ergenlik döneminde bireyler bilişsel, bedensel ve psikolojik değişimler sonucunda toplumun beklentileri ile karşı karşıya kalırlar. Bir yandan çocukluk özdeşimlerinin ve kendilik algılamalarının sürdürülmesi ve var olan dengeyi devam ettirme çabaları, öte yandan toplumsal beklentiler, ergendeki değişimi zorunlu kılmaktadır. Bu durumda ergen kendi kimliğini yeniden tanımlayarak toplum içinde yer edinmek zorunda kalır. Böylece kimlik bunalımı ortaya çıkar. Ergenlik döneminde ergenlerin yaşadığı kimlik bunalımı, bir sonraki evreye olumlu geçiş sağlayan kimlik duygusunun kazanılmasıyla sonuçlanabilir (Erikson, 1968).
Türkiye coğrafi konumu nedeniyle çok fazla göç alan ve göç veren bir ülkedir. Özellikle son yıllarda Suriye’deki iç savaş nedeniyle çok fazla göç almıştır. Ergenlik döneminde göç eden gençlerin yaşadıkları travmalar, yaşam şartları, uyum sorunları kimlik bunalımını ortaya çıkarabilir. Göç etmiş kişiler kendi kültürel değerlerini, dil, din ve kimliklerini beraberinde getirirler fakat bu durum özellikle ergenlik döneminde kimlik karmaşası yaşanmasına ve aidiyet duygusunun azalmasına sebep olur. Gençler kendi kültürel değerlerini korumaya çalışırken aynı zamanda yeni geldikleri ülkede ki kültürel farklılıklara uyum sağlamaya çalışırlar. Toplumumuzda “Suriyeli, Arap, göçmen” gibi dışlayıcı sınıflandırmalara veya ayırımcı engellemelere uğrayan Suriyeli gençlerin benlik ve kimlik oluşumları karmaşaya maruz kalmaktadır. Savaştan ve beraberinde gelen göçten dolayı zaten bir kimlik karmaşası içinde olan Suriyeli gençlere karşı ayırıcı değil, toplumsal bütünleşme ve uyumu hızlandıracak davranışlarda bulunmak kimlik oluşumlarını olumlu yönde etkileyecektir (Karaça, 2017).
Sultanbeyli ilçesinde bulunan devlet okullarında ki yaklaşık 4 bin mülteci öğrenciyle yürüttüğümüz faaliyetlerde kimlik karmaşası sorununu fazlaca gözlemleyebiliyoruz. Özellikle sınıf ortamında öğrencilerin maruz kaldıkları dışlayıcı söylemler ve akran zorbalığı, sosyal izolasyon ve içe kapanıklık yaşayarak okulu bırakmalarına sebep olmaktadır. Türkçe öğrenimi ve okul içerisinde ki çeşitli faaliyetlere katılımı desteklenen öğrenciler okula uyum sağlayabilmektedir. Göç sebebiyle yaşanılan ekonomik sıkıntılar, travmatik olaylar, aile bireylerinden birini kaybetmiş olmak öğrencilerin çalışmak zorunda kalarak evi geçindirme, kardeşlerine bakma gibi farklı rol ve sorumluluklar edinmesine sebep olmaktadır. Bununla birlikte kültürel olarak erken evliliğin normal karşılanması ergenlikte kimlik oluşumunu tamamlayamadan çocukların, eş, anne-baba olmasına ve benlik algısının zedelenmesine neden olur.
Kısaca, birey ergenlik döneminde “Ben kimim?” “Yaşamımda neler yapacağım?” “Diğerlerine göre ben kimim?” gibi sorularla kimlik oluşumu üzerine çalışmaktadır. Bu dönemde çatışan kimliklerle baş edebilen gençler yeni bir kimlik oluşturabilirler fakat bu çatışmayı çözemeyen gençler kimlik karmaşası yaşarlar. Türkiye’ye göç eden Suriyeli gençlerin, savaş sırasında yaşadığı travmatik olaylar, göç süreci, kültürel farklılıklar, ekonomik sıkıntılar kimlik karmaşası yaşamasına sebep olmaktadır. Suriyeli gençlerin kimlik karmaşasını en aza indirmek, gelişimlerini sağlıklı bir şekilde tamamlayabilmelerini sağlamak amacıyla resmi kurumların yanında çeşitli sivil toplum kuruluşları çalışmalar yürütmektedir. Mülteciler Derneği olarak ülkesinden ayrılan ve uluslararası korumaya ihtiyacı olan insanların hiçbir ayrım gözetmeksizin yaşamsal ihtiyaçlarının giderilmesine ve topluma uyumlarına destek olmak amacıyla faaliyetler yürütmekteyiz. Mülteci gençlerin kimlik karmaşasını en aza indirmek ve topluma uyumlarını desteklemek için Sultanbeyli ilçesinde bulunan devlet okullarında yürüttüğümüz rehberlik faaliyetleri bunlardan bazılarıdır.
Gülname ÖZEN
Psikolojik Danışman
İstanbul Medipol Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun olmuştur. Tamamladığı çeşitli eğitimlerin ardından Mülteciler Derneğinde 2018 yılından itibaren Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Biriminde görev almaktadır. Mülteci öğrencilerin ve ailelerin psikososyal açıdan desteklenmesi ve okula uyumlarını artırmak amacıyla, bireysel danışmanlık, grup çalışmaları, sosyal uyum etkinlikleri, çocuk-aile seminerleri gibi faaliyetleri birim arkadaşları ile birlikte yürütmeye devam etmektedir.
Kaynakça:
- Atak, H. (2011). Kimlik Gelişimi ve Kimlik Biçimlenmesi: Kuramsal Bir Değerlendirme. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 163-213.
- Erikson, E. (1968). Identity: Youth and Crisis. W.W. Norton Company, 169-170.
- Gürses, İ., & Kılvauz, M. A. (2011). Erikson’un Psiko-Sosyal Gelişim Dönemleri Teorisi. Dergipak, 153-166.
- Karaça, Z. N. (2017, Temmuz 19). Suriyeli Mülteci Gençlerde Kimlik Sorunu/Karmaşası. İNSAMER: İHH İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi: https://insamer.com/tr/suriyeli-multeci-genclerde-kimlik-sorunukarmasasi_759.html adresinden alınmıştır.