Fatih 3 yaşında, Suriyeli, doğuştan cam kemik hastası bir çocuk. Kollarında, bacaklarında ve kaburgalarında birçok kırıkla doğdu. Doğduğu günden bu yana hastalığının tedavisi için annesi ve babası ile birlikte mücadele veriyor.
Henüz Kendi Başına Ayakta Duramıyor
Fatih henüz yaşıtları gibi ayakta duramıyor ve kendi başına yürüyemiyor. Kalça protezi ameliyatına hazırlanan Fatih, ameliyat sonrası göreceği fizik tedavi seanslarından sonra kendi başına yürümeye başlayabilir. Cam kemik hastalığında kemiklerde kolay ve sık sık kırılmalar yaşanmaktadır. Sadece baskı sonucu değil, vücudun doğal gelişimi esnasında da kırılmalar yaşanabiliyor.
Önce Bebek Arasından Kurtulmasını Sağladık
Fatih Mülteciler Derneği Fiziksel Rehabilitasyon merkezine geldiğinde her iki bacağında da kırıklar vardı. Seyahatlerini kendisi için alınan bebek arabasında yaptığından kırılmalar daha sık yaşanıyordu. Önceki kırıklar yanlış kaynadığından dolayı bazı kemikleri deformasyona uğramıştı. Derneğimizdeki fizyoterapistlerin incelemeleri sonucu Fatih’e postural tekerlekli sandalye verildi. Böylece vücudunu acıtan ve kemiklerinin sık sık kırılmasına neden olan bebek arabasından kurtulmuş oldu.
Şimdi Fatih için Ameliyata Hazırlanma Zamanı
Ameliyat olana kadar oturabilmesi ve yürüyebilmesi gerekiyor. Bu sebeple onun vücut ölçülerini aldık ve ona yürüme sehpası temin etmeye çalışacağız. Oturma sehpasını ise derneğimizdeki fizyoterapistler kendi imkanlarımızla yapacaklar. Siz de Fatih ve Fatih gibi binlerce çocuğun nefes almasına, adım atmasına, ayağa kalkmasına, koşmasına ve gülmesine yardımcı olmak için aşağıdaki bağış butonlarını kullanarak bize destek olabilirsiniz.
Camdan Bakar gibi…
Yapacağınız küçük bir yardımın, sizin gibi düşünen diğer insanlarla birlikte ne kadar büyük bir etkisi olacağını Fatih iyileştiğinde hep birlikte göreceğiz. Fatih’in zayıf olan cam kemiklerine karşılık üzerine tüm hayallerini inşa edebileceği demir gibi sağlam bir kalbi var. Biz de Fatih’in bu kalbini ilham alarak demirden önyargılarımızı yıkmalı ve insanlara bakarken onların dilini, ırkını, cinsiyetini ve inancını değil, içini ve insan olduğunu görmeye çalışmalıyız. Yani camdan bakar gibi bakmalıyız.